Şema terapi, öncelikle bir psikoterapi modelidir ve literatürde şöyle tanımlanıyor: değiştirilmesi zor, çocukluk ve ergenlik döneminde belirgin kökenleri bulunan psikolojik bozuklukların, açıklanması ve tedavisine ilişkin kuramsal ve uygulamaya yönelik bir modeldir.
Şema terapi, pek çok psikoterapi ve gelişim modelini işlevsel bir şekilde bir araya getirebilmiş, nadir bütüncül psikoterapi modellerinden biridir. Söz konusu bütüncül yapı içerisinde, bilişsel, davranışsal, psikodinamik (özellikle nesne ilişkileri), bağlanma ve geştalt modelleri yer alır. Profesyonel olmayan okuyucular açısından bu çeşitliliğin ifade etmesi gereken anlam, şema terapinin zenginliğidir. Yani şema terapi, insanı ve sorunlarını anlamaya ve bu sorunlara çözüm üretmeye çalışırken, çok geniş bir bakış açısı kullanmaktadır.
Şema terapi, terapi sürecinde düşünce ve davranış yapılarını hayati olarak kabul eder; ayrıca duygusal değişim, deneysel teknikler ve terapi ilişkisine de aynı düzeyde ağırlık verir.
Çıkış noktası olarak şema terapinin amacı, kronik kişilik sorunlarına (borderline kişilik bozukluğu ve narsisistik kişilik bozukluğu gibi) bir çözüm bulabilmekti. Fakat şema terapi geldiği noktada, kronik depresyon, çocukluk travmaları, suçlular, yeme bozuklukları, çift çalışmaları, madde kullanımını gibi geniş çaptaki klinik problemler, popülasyonlar ve bozukluklarda uygulanmaktadır. Bu da, şema terapinin bir model olarak gelişime açıklığını göstermektedir.
Şema terapi, pek çok farklı kuram ve modeli derinlik ve karmaşıklıkla bütünleştirmesine rağmen, bu bütünleştirmeyi son derece tutumlu ve sade bir şekilde sunar. Bu tutumlu ve sadeliği, terapistlerin ve danışanların (psikoterapi desteği alanların) işini kolaylaştırmaktadır. Psikoterapistler, sundukları terapiyi danışana ifade etmekte büyük kolaylık yaşarken, danışanlar da yaşadıklarını anlama ve değiştirme sürecinde yüksek düzeyde motivasyona sahip oluyorlar.
Şema terapi son derece şefkatli ve insani bir yaklaşımdır. O, psikolojik bozukluları patolojikleştirmek yerine normalleştirir. Buna göre hepimizin şeması (psikolojik sorunlara altyapı oluşturan yapısı), baş etme biçimleri (şemalarla başa çıkma yolları) ve modları (pek çok şema ve başa çıkma biçiminden oluşan yapıları) vardır. Terapi desteği alanlarda ise bunlar daha aşırı ve katıdırlar.
Bu girizgahtan sonra isterseniz, şema terapideki temel kavramlar üzerinde durmaya çalışalım.
Şema nedir?
Şema (erken dönem uyum bozucu şema), şema terapinin merkezindeki kavramdır. Şemayı anladığımızda, şema terapiyi anlamak için uygun bir hazırlık zemini oluşturmuş olacağız. Şemayı anlatabilmek için birkaç soru sormama müsaade edin lütfen:
– Neden en ufak bir başarısızlığa tahammülümüz olmaz?
– Birinin hakkımızdaki olumsuz düşüncesi neden bizim için katlanılmaz olur?
– Yapmamız gerektiğine inandığımız halde, işlerimizi sürekli ertelememizi ne ile izah edebiliriz?
– Yalnız kaldığımızda bizi depresif duygu durumuna sokan nedir?
Şema terapi için sorular
-Partnerimiz tarafından terk edilme ihtimalimiz, bizi neden dehşete düşürür?
-Bizi hatalara karşı sıfır töleranslı yapan nedir?
-Neden olayların hep olumsuz yanlarını görürüz?
-Eşimizin en ufak bir ilgisizliği bizi neden çıldırtır?
-Başkalarının karşısında yaşadığımız utancın sebebi nedir?
-Tek başımıza karar almak bizim için neden bu kadar zordur?
-Bize, kendimizi diğerlerinden ayrıcalıklı hissettiren nedir?
-Gereğinden fazla fedakar olmamıza sebep olan nedir?
-Gerektiğinde hayır demek bizim için neden bu kadar zor?
Şema terapiye göre, bu ve benzeri sorulara vereceğimiz cevaplar bizi şema kavramıyla yüzleşmeye götürecektir. Şema, kendimizle, diğer insanlarla ve hayatla ilişkimizde, davranışlarımıza yön veren temel bir psikolojik yapıdır. Bu tanıma göre, şema davranışımız değil, davranışımızı yönlendiren psikolojik bir yapı ya da dinamiktir.
Şemalar nasıl oluşur?
Şemaların oluşumuyla ilgili temel varsayıma göre, çocukluktaki çekirdek duygusal ihtiyaçların sağlıklı şekilde karşılanmaması şemaların oluşumunu şekillendirir. Söz konusu duygusal ihtiyaçlar şunlardır:
- Başkalarına güvenli bağlanma (Güvenlik, istikrar, bakım ve benimsenme ihtiyacı)
- Özerklik, yetenek ve olumlu kimlik algısı ihtiyacı
- İhtiyaç ve duyguları ifade özgürlüğü ihtiyacı
- Kendiliğindenlik ve rol yapma ihtiyacı
- Akılcı (sağlıklı) sınırlar ve öz denetim ihtiyacı
Şema terapiye göre bu ihtiyaçlar evrenseldir; yani herkes bu temel ihtiyaçlarla doğar. Bazı insanlar, bazı ihtiyaçları başkalarına göre daha fazla hissedebilir. Psikolojik açıdan sağlıklı insan ise, bu ihtiyaçları uygun şekilde giderebilen insandır.
Şema terapinin temel amacı, hastaların (danışanların), çekirdek duygusal ihtiyaçlarını giderebilmeleri için işlevsel yollar bulmalarına yardım etmektir.
Temel ihtiyaçların giderilmesine engel olan erken dönem yaşam deneyimleri ise şöyle ele alınabilir:
- İhtiyaçların toksik (hasar oluşturacak şekilde) engellenmesi
- Travmatizasyon ya da kurban olma
- İyi şeylerin aşırı şekilde deneyimlenmesi
- Seçici içselleştirme ya da önem verdiği kişilerle özdeşim
Yukarıdakilere ilave olarak, kişinin doğuştan getirdiği duygusal mizaç da (sakin-girişken, pasif-agresif, anksiyöz-dingin, distimik-iyimser vb.) şemaların oluşumunda belirleyicidir.
Şema işlemleri nelerdir?
Şema işlemi, şema ile ilgili ne yapıldığını ifade eden bir kavramdır. Bir şema ile ilgili her türlü düşünce, duygu, davranış ya da yaşam deneyiminin ya onu devam ettirme yönünde, ya da onu iyileştirme yönünde bir etkisi olduğu söylenebilir. Bu açıdan bakılınca, iki temel şema işleminden söz edebiliriz:
- Şema devamlılığı: Şema devamlılığı, kişinin şemayı sürdürmesini sağlayan tüm eylemlerini (düşünce, duygu, davranış vb.) ifade eder. Şema devamlılığı üç önemli yolla gerçekleşir:
- Bilişsel çarpıtma:Şemayı, karşılaştığımız olayları görme şeklimizi etkileyen bir gözlük olarak düşünebilirsiniz. Nasıl ki sahip olduğumuz gözlüğün rengi, baktığımız objeyi olduğu gibi değil de, kendi tonuna uygun görmemize yol açıyorsa şema da, olayları kendine uygun değerlendirmemize (bilişsel çarpıtmaya) yol açar. Mesela, duygusal yoksunluk şemasına sahip bir kadın, eşinin doğal ilgisizliğini (başka bir şeyle ilgilenmesini) “Eşim benim duygularımı umursamıyor!” şeklinde yorumlayabilir.
- Kendilik yıkıcı yaşam örüntüleri (kalıpları):Şemalar, zamanla hayatımızda belirli yaşam örüntüleri (döngüler) oluşturmamıza yol açarlar. Mesela, duygusal yoksunluk şemasına sahip bir kadının döngüsü, hayatına duygusal olarak mesafeli insanları almak ya da, hayatındaki insandan çok fazla (bir çocuk gibi) duygusal taleplerde bulunup onu kendinden uzaklaştırmak şeklinde olabilir. Bu durumdaki bir kadın, hayatında belirli davranış kalıplarını sergileyerek “Hiç kimse benim duygularımı anlamayacak.” temel inancını kuvvetlendirmiş olur.
- Şema baş etme biçimleri:Şema baş etme biçimleri, şema ile başa çıkmak için kullandığımız zararlı yöntemleri ifade eder. Bunları şema teslimi, şema aşırı telafisi ve şema kaçınması olarak ifade edebiliriz.
- Şema iyileşmesi: Şema terapideki temel amaç, şemanın iyileşmesidir. Şema iyileşmesi ile kast edilen, şemanın kişi üzerindeki etkisinin ortadan kalkması veya azalmasıdır. Şema iyileşmesi, şemayı oluşturan düşünce yapılarının, duygusal yaşantıların, bedensel duyumların ve anıların olumsuz etkilerinin ortadan kalkması demektir. Şemanın yol açtığı işlevsiz baş etme biçimlerinin yerini işlevsel davranışlara bırakması da şema iyileşmesinin göstergelerindendir.
KRM Psikolojik Hizmetler