
İnsanlar mutlu olmak, mutlu yaşamak isterler. Ancak herkes bunu başaramaz. Başaramayanların çoğu bu durumu dışsal nedenlere atfederek, ümitsizlik ve çaresizlik duyguları yaşarlar. Pozitif psikoloji yaklaşımı, insanları herhangi koşulda da olsa, iyi, güçlü ve olumlu özelliklerine odaklanarak ve iyimser olmayı da öğrenerek daha doyum sağlayacağı bir yaşamı olabileceğini öngörür. Bu sorunları veya olumsuzlukları yok saymak değil, sadece buna odaklanmayıp güçlü olma ve iyilik hali potansiyelimizi kullanarak bunların üstesinden daha kolay gelinebileceği pozitif psikolojinin yaklaşımlarından biridir. Bunu sağlamak için farkındalık, akış, bilgelik, erdem, iyimserlik gibi bir çok kavramı geliştirmeyi öne süren pozitif psikoloji aynı zamanda iyileştirici psikoloji ekollerine de tamamlayıcı bir katkı sunmaktadır. Yani sadece psikopatolojilere odaklanmaz, bireyin güçlü yanlarını geliştirmesine yardımcı olarak daha iyi bir yaşama kavuşması yönünde destek verir. Ayrıca bir hastalık durumu söz konusu olmadan da pozitif psikoloji yaklaşımının bu olası hastalıkları önleyici bir rolü olduğu kabul görmektedir.
Pozitif psikolojinin yaklaşımı iyimser (optimist) olmakla birlikte gerçekçidir de aynı zamanda. Ancak salt sorunlara ve kötü giden şeylere odaklanarak değil güçlü, iyi ve sağlam olana daha çok odaklanarak çözümün kolaylaşmasını veya daha iyi bir yaşam modeli oluşturma yönünde bireye destek sağlar.
Potansiyellerimizi keşfetmek ve geliştirmek, anlamlı amaçlar doğrultusunda çaba göstermek, sosyal ilişkiler kurabilmek, iyimserlik, “akış”ta olmak, bağışlayıcılık, erdemlilik vb. konularda gelişim göstermeye yönelen bireyler bu yolla mutlu olmayı da öğrenebilirler. Yani aslında mutluluk öğrenilebilir bir beceridir pozitif psikolojiye göre. Tabi bunu etkileyen başka faktörler de söz konusudur, genetik özellikler ve yaşam koşulları gibi. Ama bireyin kendi yaşamını iyileştirme çabası azımsanamayacak ölçüde ona mutlu olma ve daha doyum sağladığı bir yaşam kurma olanağı da sağlayabilecektir.
Bu bağlamda pozitif psikoloji psikolojik hastalıklara odaklanmaktan çok bireyin olumlu karakter özelliklerine, becerilerine, potansiyellerine, hayatını iyileştirmek için neler yapabileceğine odaklanarak sorunların da geride bırakılmasını amaçlar. Ama bu pozitif psikolojinin geleneksel psikoloji ekollerine bir alternatif olduğu anlamına gelmez. Tedavi amaçlı yaklaşımların bir tamamlayıcı unsuru olarak düşünülmelidir.
Yani pozitif psikoloji geçmişle ilgili değildir. Geçmişteki kötü yaşantıları irdeleyerek onların yarattığı duygusal sonuçlara yönelik çalışmak yerine; doyuma, hedeflere ve yaşamı anlamlandırmaya teşvik eder.
Bu yaklaşımın bireyde öz-saygı ve öz-değeri artırmak, benlik algısının olumlu yönde değiştirmek, bireyin bu olumlu gelişmeler ile yaşamındaki kontrolü ele alabilmesi, sorunları karşısında daha çözüm odaklı olabilmesi, yaşadığı veya yaşayabileceği ruhsal travmalara karşı daha güçlü bir savunma kalkanı oluşturabilmesi yönündeki etkileri yapılan çalışmalarla da ortaya konmuştur. Bunlar, pozitif psikolojide öngörülen “iyi oluş” halinin de kişiliksel parametrelerini oluşturur. Bu yaklaşımın kurucularından Martin Seligman “iyi oluş” halini oluşturan temel unsurlar olarak şunları öne sürer; İyi duygular, yaşama bağlılık, ilişkiler (doyum sağlayan), yaşamın anlamı ve elde edilen başarılar. Gerçekten de bu unsurlar hepimizin yaşamında iyi oluşu ve aslında bir anlamda mutlu olmamızı da sağlayacak unsurlar olarak görülmelidir.
Son olarak pozitif psikolojinin yaşamımıza etki mekanizması ile ilgili bazı şeyler söyleyebiliriz. Bu da duygularımız yoluyla oluşan etkilerdir. Yani tutumlarımız pozitif olmaya başladıkça duygularımız da daha pozitif olacaktır. Böylece de fiziksel sağlığımızda (bağışıklı sisteminin güçlenmesi-psiko fizyolojik) ve ruhsal sağlığımızda olumlu etki oluşturacak, algılama ve öğrenme kapasitemizi artıracak, ilişkilerimizde daha sevilen olmak, daha empatik olmak, ben yerine biz olmak yönünde gelişmemizi sağlayacak, yaptığımız işte daha enerjik ve daha verimli olmamıza yol açacak vb. olumlu etkilerle yaşamımıza çok önemli ölçüde dokunan, onu iyileştiren bir etki mekanizması işlemektedir.
Pozitif psikoloji her durumdaki bireyin hayatını daha doyum ve mutluluk içinde yaşması için fırsat sunacak değerli potansiyele sahip bir psikoloji akımıdır. Yeter ki biraz farklı pencerelerden bakmaya açık olalım.
Uzm. Psikolog Bülent Korkmaz