Meditasyon

Photo by Chirayu Vyas on Pexels.com

Meditasyon, Latince meditatio kelimesinden türetilmiş, sözcük anlamıyla birçok Batı dilinde “derin düşünme” anlamına gelmekte olan bir terim olup, sözlüklerde, “kişinin iç huzuru, sükûnet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine verilen ad” olarak tanımlanır.

Meditasyon tekniklerine, ait oldukları, Budizm (Hindistan), Taoizm (Çin), Bön (Tibet), Zen (Japonya) ve İslamiyet (tefekkür) gibi inanç sistemlerine göre ve izledikleri yöntemlere göre değişik adlar verilmiştir. Ayrıca günümüzde mevcut farklı inanç sistemleri, mezhepler ve ekoller, meditasyonu farklı olarak yorumlamakta ve farklı şekillerde uygulamaktadırlar. Bu bakımdan standart ya da tek biçimli bir meditasyondan söz etmek olanaksızdır.

Meditasyon, birçok kültürde ve dinde uygulanan manevi bir arınma tekniğidir. Uyanıklık ve konsantrasyon çalışmalarıyla kişi kendini toplar ve zihnini, ruhunu dinlendirir. Doğu kültürlerinde meditasyon, köklü ve bilinç açıcı bir teknik olarak kabul edilir. Söz konusu olan bilinç açma durumu, her inanışa göre farklı adlandırılır. Bunlar; boşluk, farkındalık, tek olma, burada ve şimdide olma, düşüncedeki özgürlük olarak tanımlanabilir. Transandantal Meditasyon (TM) için: “Biz meditasyonu tanımlarken onun çok dinlendirici, sakin ama artmış bir uyanıklığın da olduğu ve genellikle iç mutluluğu yaşatan öznel bir deneyimi kazanmak amacıyla tekrar tekrar yapılan zihinsel bir teknik olarak tanımlarız” denilmektedir.

MEDİTASYONUN AMACI

Meditasyon yapmak, genel inanışa göre sessiz, sakin olmak ve farkındalığı arttırmak için bilinçli olmayan sadece zihni izleme amaçlı bir çaba gibi görünmektedir. Ancak bu terim standart ya da tek biçimli olmayan çok sayıdaki farklı uygulamaların genel adıdır. Oldukça hareketli olan, açık bilinçli düzeyde yapılan veya fiziksel sağlık ve tedavi amacıyla yapılan meditasyonlar da mevcuttur. Dini inançlardan bağımsız olarak meditasyon bir başka düzeydeki gerçekliği algılamayı sağlayabilir. Meditasyon ister bir dua, ister derin, mistik bir düşünce ve bilinç durumu veya fiziksel ve psikolojik sağlık kazanma arayışı olarak yapılsın, bu başka düzeydeki gerçeklik farkındalığı kişisel olgunlaşma ve gelişim olarak tezahür eder. Varlığı hissetmekle, insanın içinde ve çevresinde olan bitenlerle yoğun bir biçimde ilişkiye geçmektir.

MEDİTASYON’UN DOĞULU VE BATILI TARAFINDAN YORUMLANMA FARKI

Meditasyon günümüzde aşağı yukarı her ülkede uygulanmaktaysa da kökeni ve en yaygın uygulandığı yer Doğu’dur. Doğu’da özellikle mistisizm bünyesinde yer alan meditasyona bazıları mistik meditasyon adını verir. Doğu’daki mistik meditasyon genellikle inzivaya çekilmenin, çileciliğin, sıkı perhiz gibi sert disiplin uygulamalarının bulunduğu ortamlarda söz konusu olmakta ve uzun süren periyotlar halinde yapılmaktayken, Batı’da meditasyon genellikle günlük yaşamın bir parçası olarak ele alınmakta ve günde bir ya da iki kez, yaklaşık yarımşar saatlik süreyle yapılmaktadır. Batılılar, meditasyonu genellikle şifastreslerden kurtulma, rahatlama, yaratıcılık, başarı, psişik güçlerini geliştirme, ilişki, kendine güven duyma gibi amaçlarla yaparlar. Meditasyonun Batı’daki yaygın biçimi Hinduizm ve Budizm kökenli tekniklerden türetilmiş olup Batı’da 1960’lardan itibaren popülerlik kazanmıştır.

Budizm, Hinduizm, Jainizm gibi dinlerde asıl amaç, uyanma ya da Nirvana’ya ulaşmadır. Hıristiyanlık, İslamiyet ve Yahudilik dinlerine göre; manevi telkinlerin asıl amacı, dolaysız yoldan tanrıya ulaşmaktır. Manevi bir uygulama olarak meditasyona daima dinsel, psikolojik ve etik açıdan farklı yaklaşımlarda bulunulmuştur. Batı ülkelerinde meditasyon, dinsel boyuttan ve manevi amaçlardan bağımsız olarak psikoterapi alanında genel iç huzura ulaşmak amacıyla uygulanmaktadır. Meditasyon teknikleri birçok dinin de temel parçasıdır.

Dinsel Sistemlerde Meditasyon

Budist meditasyon üçlü bir eğitim sistemi içermektedir: Bu üç aşama arınma (sila), konsantrasyon (samadhi) ve idrak etme (prajna) olarak adlandırılır. Öğrenci, işe arınmayla başlar; sıkı bir çileci disiplini izler ve ardından, duyumsal algılarının az çok farkında olmasına rağmen, dış uyaranların düşüncesini etkilemesine izin vermeme becerisini öğrenir. Bu beceriyi kazanabilmiş olmaya “zihinsel olgunluk” (sati) denir.

Taoist meditasyonda solunum kontrolüne daha çok önem verilir ve meditasyon birtakım aşamalara erişebilme ustalığı olarak kabul edilir. En ileri aşama, soluk alıp vermenin söz konusu olmadığı, “cenin solunumu” diye adlandırılan aşamadır. Nabzın durduğu bu noktada meditasyoncu Taoist meditasyonun en aydınlık biçimi ve son hedefi olduğu belirtilen “Büyük Sükunet” haliyle şuuru “aşar”.

Tibet‘in spiritüel eğitim yolunda, meditasyon, algılayarak bilgi edinme (okuma, çalışma ve okunanları dinleme), kontemplasyon ve meditasyon biçiminde üç adımlı bir sistemin üçüncü adımıdır. Öğrenci çaba harcayarak bilgi edindikten sonra, öğrendikleri hakkında kontemplasyon (tefekkür) yapar ve bunlardan çıkardığı özetleri şuuruna aktarır. Bir başka deyişle, önce çaba harcayarak bilgiyi öğrenme, sonra kontemplasyon yoluyla bilgiyi gözlemleme ve inceleme ve nihayet bunları yüksek şuurda özümleme şeklinde üç aşamalı bir spiritüel öğrenim söz konusudur.

Zen meditasyonunda amaç, kişinin, ruhsal deneyimlerle, öz varlığına ve yüksek şuuruna erişmesidir. Konsantrasyon objesi, iki temel zen sisteminden birinde, koan denilen, yanıtı aranan, şiir biçimindeki bilmecelerdir.

Meditasyon uygulamalarına çeşitli biçimler altında, Sufilik ve Musevilik‘te de rastlanır.

Hint mistik, Osho dinamik meditasyon tekniklerini oluşturmuştur. Modern insanın yaşadığı dinamik ve çok boyutlu hayat ve onun ritmi meditasyonun geleneksel yöntemleriyle günümüz insanı tarafından uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle Osho Batının terapi yöntemlerinden esinlenerek ve onları meditasyona entegre ettiği belirtilmektedir.

Uzakdoğu Meditasyon Gelenekleri

Özellikle Hinduizm, Budizm ve Taoizm’de meditasyon, dua etmekle aynı anlamı taşır. Köklü bir gelenek olan meditasyon, özellikle Hinduizm’in felsefi ve mistik kutsal kitabı olan Upanişad’ı Hindistan’daki Budist alışkanlıkları esas alır. Gelenek açısından çok çeşitli ve zengin bir yapıya sahip olan meditasyon, beraberinde Yoga’yı (konsantrasyonun ilk basamağı) geliştirmiştir. Özellikle Raya Yoga’daki Sutra’lar bugüne kadar birçok tekniği etkilemiştir. Söz konusu bu teknikler, Pranayama’daki nefesler ve bilinç açmayı sağlayan diğer tekniklerdir. Bu gelenekler meditasyonla bir bütünlük içerisindeyken beraberinde manevi amaca ulaşılabileceği düşüncesini getirir.

Yoga’da Meditasyon

Meditasyon düşüncesiz farkındalık konumudur. O konumdayken dikkatinizi geçmişe ya da geleceğe, yani gerçekten uzağa götürecek hiçbir düşünce yoktur. Kişi düşünmediğinde dikkati sadece şu anı deneyimler. Şu an tek gerçektir çünkü orada ne bitmiş olan geçmiş vardır ne de gelecek. Fakat meditasyon uyku ya da trans konumu değildir. Çünkü meditasyon’da kişi kendi yaşadığı deneyimlerin tamamen farkındadır ve o saf farkındalık konumunda kişi içindeki sonsuz huzur, neşe ve sevgi kaynağı olan ruhunu hissetmeye başlar. Meditasyon konumunda kişinin dikkati sürekli yedinci çakranın — Sahasrara‘nın yer aldığı başın üstündedir. Yoga burada gerçekleşir. Yani kişinin Kundalini‘sinin her yanı saran Kosmos‘un gücüyle birleşmesi. Bu da başın üstünde serin bir esinti olarak hissedilebilir. Hafiflik ve barış konumunu hissetmeye başladığınızda sadece gözlerinizi kapatın ve düşüncelerinizi seyredin. Düşüncelerinizi kontrol etmeye ya da onları durdurmaya çalışmayın. Kundalininiz yükseldiğinde ve alnınızın hizasındaki altıncı çakradan geçtiğinde düşünceleriniz kendiliğinden duracak ve siz kolayca düşüncesiz farkındalık konumuna, yani meditasyon konumuna gireceksiniz. Fakat bu sadece Kundalininiz uyandıktan, yani aydınlanmanızı aldıktan sonra mümkün olur.

Meditasyon, yoganın temel taşlarından biridir. Yoga ile ulaşılacak, evrenle birleşip bütünleşme haline meditasyon uygulaması olmadan gelmek mümkün değildir. Bu meditatif hal aslında pek çok dinin pratikleri içinde yerini bulmuş bir uygulamadır. Örneğin, İslam Sufizminde benzer uygulamalara sıklıkla rastlanmaktadır ki, en bilinen örnek “sema” meditatif hal sağlanmadan uygulamada devamlılığın kolay kolay gerçekleşmeyeceği bir çalışmadır. Yogada uygulanan mantraları, yani kutsal sözleri tekrarlayarak gerçekleştirilen meditasyonun sufizmdeki karşılığı “zikir”dir. Uygulamada solunuma ya da sema veya duaya odaklanma gibi farklılıklar olsa da, meditatif hale geçildiğinde karşılaşılan fizyolojik değişimler aynıdır. Bunu yanında her iki meditasyon esnasında da kişilerin neşeli, güçlü duygular, zamansızlık hissi, farkındalıkta artış, zihinsel dinçlik, iyi olma hissi ve genel gevşeme hissettiklerini ifade ettikleri görülmektedir.

Meditasyon, uygulayıcısı tarafından kendi kendine ve kendi içsel varoluşunda keşfedilecek nihai noktayı hedefler. Bu ise konsantrasyonun (dhrana) ötesinde bir haldir (dhyana) ve konsantrasyonun devamlılığı sonucunda oluşan düşüncesiz kalma ile başlar. Dolayısıyla bu kendine ulaşılması gereken hal için şüphesiz çok çeşitli yöntem ve teknikler gelişmiştir. Bunlardan sık rastlanılanları belli bir objeye konsantre olunarak, solunuma konsantre olunarak, belli bir mantranın (kutsal sözün) tekrarı ile, düzenli ses, müzik ya da tınıların dinlenmesi ile vb. şekilde gerçekleştirilen meditasyonlardır.

Taoizmde Meditasyon

Taoistler meditasyonu hem sağlık ve uzun ömür gibi fiziksel hem de Tao ile birleşmek, bütünleşmek gibi ruhsal bir amaçla kullanmışlardır. Ruhsal gelişimin ilk aşamalarında meditasyon zihni arındırmak, duyguları dengelemek, arzuları azaltmak ve iç enerjiyi çevirmek için sonraki aşamalarda uygulayıcının Tao ile birleşmesini sağlamak için kullanılır. Taoist meditasyon uygulaması Çi‘nin beden kanallarında dolaştırılmasını içerir. Küçük Döngü meditasyonu veya Işığın Döndürülmesi meditasyonunda nefes ile çi’nin bedenin arka ve ön yüzlerinde döndürülmesi amaçlanır.

Budizm’de Meditasyon

Budist meditasyonu temelde iki tema ile ilgilenir: zihnin dönüşümü ve bu zihnin kendisinin ve diğer olguların keşfi için kullanılması. Buda iki tür meditasyon öğretmişti, samatha meditasyonu ve vipassanā meditasyonu.

Tasavvufta Meditasyon

Tasavvufta meditasyon çeşitli şekillerde gerçekleştirilir. Bazı tarikatlarda meditasyon, mürşit denilen manevi rehberin fiziksel görüntüsü ve ondaki ilahi ışığı imajine etmekle, bazı tarikatlarda zikir esnasında zikirde kullanılan kelimelerin ışıklı bir şekilde hayal edilmesiyle, bazı tarikatlarda murakabe adı altında kalp üzerine dikkati yoğunlaştırmakla veya genel olarak ilahi sıfatları, yaradılışı tefekkür etmekle gerçekleştirilir.

Tasavvuf öğretisine göre zikir, sema, murakabe, rabıta ile yapılan tefekkür pratikleri manevi kılavuzun (mürşit) rehberliği altında ve “seyr-i süluk” denilen sufi ezoterik yoluna inisiye olan salik tarafından gerçekleştirilmelidir. Belirli pratikler için halvet denilen yalnızlığa çekilmek, öncesinde veya pratik esnasında oruçlu olmak gibi şartlar aranabilmekte, pratikler esnasında karşılaşılan durumlar için kılavuza danışılması ve onun önerilerine uygun olarak çalışmanın devam ettirilmesi istenebilmektedir.

KRM Psikoloji (Anonim)

Yorum bırakın